Önlenmeyen Kadın Cinayetleri

1 Temmuz 2021-1 Temmuz 2022

1 yıl önce, 1 yıl sonra, aynı yerde: Kadın Cinayetlerine İsyandayız


Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği 1 Temmuz 2021’den bu yana 1 yıl geçti. Bu bir yıl içinde, korunmadıkları için ya da koruma kararlarına rağmen, kadın cinayetlerine karşı gereken önlemler alınmadığı için, cezasızlık, egemen politika-sızlık nedeniyle erkekler tarafından -bilebildiğimiz- 306 kadın öldürüldü. Bir yıldır her birinin portreleri ve öykülerinin biriktiği U’Sandık – Unutmamak İçin Görsel Sandık, kadın cinayetlerine isyanla, kaybettiğimiz kadınları unutmamak, unutturmamak, hatıralarını yaşatmak için sürüyor.

Kadın cinayetlerini önleme görevini yerine getirmeyen, var olan yasaları dahi etkin uygulamayan, sözleşmelere uymayan, her kadın cinayetinin suç ortağı olanlar U’Sandık’a baksın, bir daha hiçbir katil Pınar Gültekin’in ardından katilin dediği gibi “İstanbul Sözleşmesi’nin iptali iyi oldu” diyemesin, saldırgan erkekleri değil kadınları-kadın örgütlerini durdurmaya çalışan politikaların yerini kadınları koruyan-erkekleri engelleyen politikalar alsın diye U’Sandık dijital müzeye dönüşüyor.

 

Şiddetle mücadele, egemen politika-sızlıkla mücadele

 

Öldüğünde yanında olan çantasından koruma kararı ya da “beni ölünce mi koruyacaksınız” sorusu çıkan, yanında bir erkek varken “yüksekten düşerek” ölen, küçük çocuğuyla birlikte katledilen-bazen ayrılmanın cezası olarak çocukları öldürülen, uzaklaştırma kararı erkeğin tehdidi ya da arabuluculukla geri çektirilen, yardım çığlıkları duyulmayan, duyulsa da parmak oynatılmayan kadınlar… Karşısında “barışmaya” belinde silahla gelen, denetleyeni olmadığı için uzaklaştırma kararlarını takmayıp kapıya dayanan, “hayır”ı öldürme nedeni sayan erkekler, kadınları koruyup erkekleri engellemek yerine “kadın cinayetleri tolere edilebilir düzeyde” diyebilen bakanlar, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldüren erkeklerin dahi yararlandığı “haksız tahrik” gibi erkeklik indirimleri üstüne,  ⅙ oranında “pişmanlık indirimi” getiren yasa yapıcılar…

 

Erkek şiddeti ile mücadelenin hem erkeklere hem de devlete karşı verilen bir mücadele olduğunu, kadın dayanışmasının yaşattığını bilerek, yaşamları da ölümleri de geçiştirilmesin, kanıksanmasın, belleğimizde yer etsin, hatıraları yaşasın, kadın dayanışması yaşatsın diye yola çıkan U’Sandık, yaşam hakkı ihlalinin sürdüğü, kazanılmış haklarımızın gaspına devam edilen 1 yılın ardından kadınların belleği ve mücadelesine dijital bir müze olarak katılacak. 

 

306 kadına ne oldu?

 

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği 1 Temmuz 2021’den bu yana geçen 1 yılda, önlenebilir kadın cinayetlerinde kaybettiğimiz -bilebildiğimiz- 306 kadından;

84’ü ayrıldığı/boşandığı/ayrılmak istediği için,

43‘ü polise/savcıya defalarca şikayet etmesine, uzaklaştırma kararı aldırmasına rağmen,

13’ü erkeklerin ilişki/evlilik teklifini reddettiği için, 

23’ü barışmaya/konuşmaya/çocukları görmeye silahla gelen erkekler tarafından,

Tümü kadın oldukları için, en yakınındaki erkekler tarafından, egemenlik kurmak için öldürüldü.

 

Kadın Cinayetleri Önlenebilir

 

Sevda Çelemoğlu, kendisine musallat olan erkekten kurtulmak için her yeri geldiğinde “kadına şiddete sıfır tolerans” vaadinde bulunan sorumlu mercilere güvenip uzaklaştırma kararı aldırmıştı. Erkek yine de elini kolunu sallayarak evine geldi, öldürdü.

Deniz Filiz’e, çevresinin “yuvan yıkılmasın” ısrarıyla uzaklaştırma kararını geri çekti, o ‘yuva’dan cenazesi çıktı. Hiçbir sorumlu “Kadınlar şikayetlerinden neden vazgeçiyor?” diye sormadı.

Merivan Avcı, henüz 16 yaşında ‘verildiği’ kocadan dayak yediğinde şikayette bulunması gerektiğini bile duymamıştı belki; tencereyi komşuya verdi diye bıçaklanarak öldürüldü.

Esra Hankulu, daha önce iki kadın cinayetinin şüphelisi olan ve ısrarla, defalarca, göz göre göre serbest bırakılan erkek tarafından öldürüldü. Nurgül Altıntaş ise “son bir kez konuşmaya” silahla gelen onlarca erkekten biri tarafından…

Bilebildiğimiz 306 kadın, önlenebilir erkek şiddeti ile son bulan 306 farklı yaşam… Erkeklere ‘hayır’ demiş, herkes gibi kendi kararlarını vermiş, şiddetsiz yaşamak istemişlerdi. Hayatları hakkındaki kararları erkekler vermesin diye mücadele etmişlerdi. Mücadeleleri mücadelemiz sürecek…

U’Sandık Müzesi

Kaybettiğimiz kadınların yarım kalan mücadelesini sürdürmek için, erkek şiddetinin ve suç ortaklarının aramızdan aldığı kadınların hatırası yaşatmak için, kadın cinayetlerine isyanımızla: www.usandik.org